18 Mayıs 2013 Cumartesi

‘19 MAYIS 1919’ UN, ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ TARİHİNDEKİ ÖNEMİ






   ‘19 MAYIS 1919’ UN,  ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ TARİHİNDEKİ ÖNEMİ

Atatürk; Türk gençliğinden söz ederken esas itibarıyla yaş anlamında gençlikten ötede, düşünsel çağdaş fikri gençliği göz önünde bulundurmaktaydı. O’nun şu sözü çok anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”

19 Mayıs 1919, Türk tarihindeki çok önemli dönüm noktalarından birisidir.  Bu tarih salt ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih değil aynı zamanda o tarihten sonraki yarınların, yani bugünlerin  “Gençlik ve Spor Bayramı”dır.

Mustafa Kemal Atatürk: Bu nedenledir ki; Ulusal Mücadele döneminde Türk milletini çağdaşlığa götürecek ve gerici fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu o yıllarda  görmüş olan dünya üzerindeki sayılı liderlerden birisidir.

Mustafa Kemal Atatürk, için yaşamı boyunca “Türk Gençliği” özel bir önem taşımıştır.

Atatürk; Türk gençliğinden söz ederken esas itibarıyla yaş anlamında gençlikten ötede, düşünsel çağdaş fikri gençliği göz önünde bulundurmaktaydı. O’nun şu sözü çok anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.”

Atatürk’ün, Türk gençliğine armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs’ın önemini anlayabilmek için onun 16–19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha anımsamak gerekir.

Atatürk’ün 16–19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği, İstanbul’dan, Bandırma vapuru ile başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler.  Bunun tarihe izdüşümü ise; “Büyük Nutku”na da, 19 Mayıs 1919 tarihi ile başlamasından anlaşılmaktadır.

O günlerde, İngilizlerin  9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmış olması, Samsun’un işgal kuvvetleri için önemli noktalardan birisi olduğunun kanıtıydı. Samsun, düşmanların askeri stratejisi açısından çok büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir yolun başlangıç noktasıydı.

İngiliz taraftarları, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasının ardından, bu duruma ilk tepkilerini, Türk makineli tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkmasıyla vererek  dikkatleri bu bölgeye çekmişler, sonrasında da, İngiliz Yüksek Komiserliği’ne çektikleri telgrafla da; Türk halkının silâhlandığı ve Mustafa Kemal Atatürk isimli büyük bir tehlikenin ufukta doğduğunu, bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesini istemişlerdir.

O süreçte, Mustafa Kemal Atatürk bu büyük çıkışının plan ve programı içerisin deliğinden hareketle bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu’ya doğru yol almak istiyordu. Samsun’dan hareketle yol almak Mustafa Kemal Atatürk, için kesinlikle bulunmaz fırsattı.

İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır: “- Paşa, Paşa!... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir! Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir... Paşa, Paşa... Devleti kurtarabilirsin! “

Büyük önder, Padişah Vahdettin’in bu sözlerindeki samimiyetsizliğin kesinlikle farkındadır. Ancak temkinli olarak düşüncelerini şöyle dillendirir: “Kişiliğime güveninize ve bana yetki verişinize teşekkür ederim... Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konuşmada, plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmış olabildiğini de düşünmeden edemeyiz. Ancak bilinen çok önemli bir desteğin
onunla olduğuna dair kesin inancı olduğunu da yadsıyamayız.

Nedir o gerçek? “Türk Milleti”dir!…

Atatürk beraberindeki kişilerle 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından yola çıkar. Bu yolculukta, Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayan yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik eder ve Bandırma Vapuru bir gün sonra, saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya ulaşır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuğu esnasında, görevli bir asker olmasının gereğince giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra o artık asker değil, sivil olarak hareket etmiştir.

Yine o süreçlerde, yani Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara oldukça acı bir durumdaydı. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Rum Pontus’çular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak kadar aciz bir durumdaydı.

Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntika Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti ve buradan itibaren uzun uykusuz sıkıntılı günler başlıyordu. Ama O’nda ve O’nun gibi düşünen
‘Türk Gençliği’nde, büyük ulusal kurtuluş hırsı oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.

Türk Ulusu için bir dönüm noktası, kurtuluşun başlangıcı olan bu uzun yolculukla,
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ulusal Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemine ‘Nutuk’ unda işaret etmesi de bundandır.


Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum” derken Türk gençliğine olan güveninden söz etmektedir. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleri de hepimiz için bir rehber olmalıdır: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”.

Ne mutlu ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün arzuladığı ‘Türk Genci’ olmaktan ödün vermeyenlere!..

Şanlı ve rengini şühedanın akan kanlarından almış olan, üzerine yansıyan ay ve yıldızını göklerin sınırsızlığından yansıtan al bayrağımızla sayende ulus olmuş bir milletin Misak-ı Mlli ile çizilmiş sınırları içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğinde tek vücut olarak daima tüm görevlere hazır olduğumuza dair inancımız ve andımızla, ‘Büyük önderimiz; Mustafa Kemal Atatürk, senin işaret ettiğin çağdaşlığın doğru yolunda, daima izindeyiz!..’

Nurlar içerisinde uyu!..

Prof. Dr. Öner SAMANLI

TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ

Sosyal Medya Erişim : https://www.facebook.com/onersamanli


2 yorum:

  1. ULUSAL MÜCADELEMİZİN TAÇLANDIRILDIĞI HER ÖNEMLİ GÜN BİR ACIDIR YÜREĞİMDE.
    SANKİ 17 YAŞINDA BİR DELİKANLI ÇOCUĞUMU KAYBETMİŞ GİBİ ACIR İÇİM.
    SOĞUYAMAM, AMA ÜŞÜRÜM. VE İYİDEN İYİYE ARTAR ENDİŞELERİM..

    ULUS MİLLET !...

    ULUS MİLLETİM..!

    O TEK FERT BEN OLSAM DA: NE MUTLU TÜRKÜM, NE MUTLU ATATÜRKÇÜYÜM, NE MUTLU CUMHURİYETÇİYİM, DEDİM YA BİR KEZ YANİ SON KEZ, DÖNERSEM BU ANDIM DAN, PUŞTUM PEZEVENGİM !...

    BU FERYADIN GEREKÇELERİNDEN SADECE BİRİSİ DE ŞÖYLE İŞTE.

    www.ataturksitesi.com - www.ataturksitesi.net - www.ataturkforum.com

    İNTERNET SİTELERİNE ULAŞILAMIYOR DİYE SORGULAYANLARA YANITTIR:

    30 ağustos 2012 tarihinde, destek arayışlarıma hiçbir kişi ve kurumdan destek gelmeyince 17. yıllık yayın hayatımıza 220 milyonuncu ziyaretçi sayısında son verdik.

    Siteleri dvdlere kaydedip köşemize çekildik. Bir gün: Öner Samanlı hocam; Atatürk sitesini açalım diye ciddi anlamda maddi ve manevi destek kapımızı çalarsa yahut da, şans oyunları yüzümüze gülerse yeniden siteleri yayın hayatına sokmak bel ki olanaklı olabilir mi bilmiyorum?

    Ben 17 yıl götürdüm de, bir iki yıl da devam edecek ciddi destekçi bulamadım işin özü ve son sözü bu cümlelerde abartısız olarak yer almaktadır.

    ÖNER SAMANLI
    KURUCU

    YanıtlaSil
  2. http://blog.milliyet.com.tr/19-mayis-1919-genclik-bayraminin-anlam-ve-onemi/Blog/?BlogNo=415668

    YanıtlaSil