19 Eylül 2011 Pazartesi

LAİKLİKLE MÜSLÜMANLIK YA DA LAİKLİKLE BAŞKA İNANÇTA OLMANIN BİRLİKTELİĞİ


1923 Cumhuriyetinin kuruluşunun açıklandığı sırada, TBMM’de ki Mustafa Kemal Atatürk’e; Mecliste üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlayamadığını söyleyince,  Gazi Mustafa Kemal, sinirlenmiş elini kürsüye vurarak , "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!" demiştir.

http://ataturkenstitusu.blogspot.com/ ve http://cumhuriyetciulusalhareket.blogspot.com  sayfalarımızda yayında bulunan yazımızı ülkemizin en ciddi ve okunur blog portalı olan “Milliyet Blog”ta da sizlerle paylaşıyorum.


LAİKLİKLE MÜSLÜMANLIK YA DA BAŞKA İNANÇLA OLMAK OLANAKSIZ MI ?

Hayır olanaksız değildir !

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının (%90+9) gibi, bende hem laiğim hem de Müslüman’ım.

Aksi durumun ahkam zadesi başbakandır. Bu ahkamcı başbakan,  Türkiye Cumhuriyeti’nin ne acıdır ki, TC’nin %51 inin son seçimlerinde oy verdiği partinin başkanı,ve ülkemizin başbakanıdır.

Ben hem laiğim hem de Elhamdülillah Müslüman’ım.

Benim laik ve Müslüman oluşuma engelleyicilik fikrini ortaya atan kişiyi bu asılsız savının sonrasında artık başbakanım olarak tanımıyorum, asla da tanımayacağım.

Aynısının destekleyicisi olanları milletvekilim saymıyorum. Yanı sıra benzer görüşlü olan yukarıdakini de, Çankaya’daki olarak biliyorum.

Gayet güzel bir şekilde toplumun tüm fertleri inandıktan sonra, yani aynen benim gibi hem laik hem de Müslüman olabilirler.  Yanı sıra, Hıristiyan, Budist, Süryani, Ermeni, Rum, Yahudi, dinli yahut dinsiz de (İnanan inandığınca/inanmadığınca) olunabilir.

Bunun  ötesindeki düşünceler abesle iştigal de değil, abdestle iştigaldir !... (Sözün patenti tarafımızca alınmıştır)

Sen kim oluyorsun da, bu konuda fetva veriyorsun ?

Laikliğin de, inancında lafazanlığı da, salatası da olamaz !

Laik ve Müslüman olunamaz diye fetva verenlerin de, şer’an dinden çıkmış olduklarına inanırım.

Benim inancıma göre kişinin aynı anda laik ve Müslüman olamayacağına dair ısrarcılıkta, ancak bir peygamberin yahut da ayeti kerimenin işaretçi ve buyuruculuğunda onaylanmış olması gerekmektedir ki böyle bir  somut kanıtlı durum da yoktur.

Bugünkü iktidara oy verenlerin %51 oranı içerisinde %40 oranındaki kesimin hem laik hem de Müslüman yada başka dinden olunabileceğine dair inancı bulunduğu da kesindir.

Oy vermek iktidara taşımak  ne denli normal ise, bunun karşıtı durumunun da  bir seçim sürecinde gerçekleşmesi çok normal bir durumdur.

Geçmiş sürecin Cumhuriyet Halk, Anavatan, Adalet, Doğruyol Partilerinin iktidar ve iktidardan ötelendikleri durumları bunun en güzel örneklerindendir.

Allah’ına kadar hem Laik Hem de Müslüman Olunur!..

Yurt dışında Arap dünyasına şirin gözükmek için eski dostlarını şimdi ellerindeki hançerleri ile vuranlarda bugünün iktidarındakilerdir.

Kim ne derse desin bunlar çirkin siyasetin malzemecileridirler. Patronlar ne verirlerse malzeme çantalarında o bulunur ve onu taşırlar.

Önümüzdeki günlerde “SAM” amcanın yanına gidecek olan da, kulağı çekilecek olan da günlerdir yüksek tepelerden yaygaracılık yapan salvolar savuran, AKP’nin başındakidir.

“İSRAİL” e karşı olmak ABD’ye karşı olmaktır.

Bir zamanlar mizah dünyamızda, “En kahraman Rıdvan” isimli bir tiplemesi vardı. Bugünün en kahraman Rıdvan’lığına soyunanın kişinin salvolarının “SAM” amcanın hoşuna gitmediği de kesindir. Zaten bu nedenle de apar topar, ABD davetiyesi Türkiye’ye gönderilmiştir. İcabet de edilmektedir.

“SAM” amcanın ülkesinde kapalı kapılar arkasında tüm özürler dilenecek ve barış görüntülü elleşmeler yapılacaktır.

Bunların geçmişinde gündeme düşen ‘çabadayı’lıkları (Sahte kabadayı  anlamında, patenti yine bizimdir) ndan bir örnek olan “One Minute” yi anımsayınız.

Sonrasında neler olmuştur, sonrasında sarmaş dolaş olunmuş siyaset ayrı dostluk ve ticaret ayrı olmuştur.

“On minute, one minute” sonra pilotsuz uçak alımı, savaş sanayinde işbirlikleri vesaire vesaire…

Askeri gemilerimiz Akdeniz’de fink atarmış…

Ermeni – Kürt- Yahudi meselesi, ayakkabımın köselesi…

Kim kime rest çekiyormuş, Türkiye, İsrail’e…

Keh keh keh…

Hattı zatında tümleşik senaryoların tamamının senaristi “SAM” amcadır.

“SAM” amca, orta doğuya Irak işgaliyle el atmıştır. Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasında petrol arama krizi başkaca bir oyundur..

Önce ballı dostluklar sonra Suriye ile kanlı bıçaklı olmamız, Mısır, Libya kargaşaları evet yineliyorum ki bunların hepsinin senaristi ve prodüktörü “SAM” amcamızdır.

Sam amcanın, sözcüsü de şu an Mr. Obama’dır.

Bölmek ve yönetmek anlamındaki bu senaryoların piyonu Türkiye ve diğer Arap İslam ülkeleridir. Bu ateş topunun fitilini ateşleme görevi de tabiî ki İsrail’e aittir. Çünkü daha sonra maşa olup ateşi karıştırarak harlatacak olan da yine “SAM” amcanın öz evlatlarından birisi olan Yahudi lobisinin odağı İsrail’dir.

Görülecek ve duyulacaktır. Gerek Tayip ve gerekse de İsrail yetkilileri tüm tartışmalı söylemlerini unutacaklardır. Mr.Obama’nın yanında kardeşlik ve sevgi gösterilerini birbirlerine değil, bizimkiler İsrail’e sunacaktır.

İsrail’in Türkiye üzerinden çıkarları vardır. Savaş sanayimizin içerisindedir. Büyük bir olasılıkla “Mossad” denilen gizli teşkilatları istihbaratımızın içerisine sızmış durumdadır. Raporlar ise “SAM” amcanın kara kutusunun içerisindedir.

Yineliyoruz ki; Hem Laik olunur, hem de kişiler hangi dinde ise o dinde olunur ve o dinin taraftarı ve inanmışı (olunabilir değil) olunur…

Yine, sık sık yinelediğimiz üzere, AKP’nin ve Tayyip’in hedefleri, Türkiye Cumhuriyeti’ni “Türkiye Devleti”ne dönüştürmek ve bu devletinde  birinci devlet başkanı olmak arzusudur. Bu durum AKP’nin esas gayeli siyasi hedefidir.

Tayip Erdoğan; Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” diye diye bu hallere düşmüş oluşumuzla iktidardadır.

Ancak kesinlikle bilinmelidir ki; Siyasetçileri bugünün iktidarda tutanlar, istedikleri anda da o iktidarı ve siyaseti mangal külü gibi savurmayı da çok iyi becerenlerdir.

Tarihler tekerrürdür. İster dersleri alınır ister alınamaz ama görülen,  bilinen durum, aynen 1923’deki gibidir.

Yani; 1923 Cumhuriyetinin kuruluşunun açıklandığı sırada, TBMM’de ki Mustafa Kemal Atatürk’e; Mecliste üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlayamadığını söyleyince,  Gazi Mustafa Kemal, sinirlenmiş elini kürsüye vurarak , "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!" demiş olduğu gibidir.

.

Prof. Dr. Öner SAMANLI
19 Eylül 2011 - ANKARA

……
….

SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE,
TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ
KURUCU EDİTÖRÜ
http://www.ataturksitesi.com

E-İLETİ: ataturkforum@hotmail.com


Yazarın Dipnotu:

Milliyet Blog ve Cumhuriyetçi Ulusal Blog, http://www.ataturkforum.com http://ataturksitesi.com/ , http://www.ataturksitesi.net, http://www.siyasetgundemi.com/, http://cumhuriyetciulusalhareket.blogspot.com/  ile Facebook “ATATÜRK ENSTİTÜSÜ” ve diğer yayın mecralarındaki sayfalarımdaki yazı ve resimlerim içeriğinde değişiklikler yapılmaksızın, yazar ismi ve link verilerek alıntı yapılabilir.
5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır.

Yazılarımın tüm telif hakları, “CUMHURİYETÇİ ULUSAL HAREKET” adına, http://www.siyasetgundemi.com/  aittir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder